İslamiyet'in beş temel esasından biri ve Ramazan-ı şerif içindeki en önemli bedeni ibadet olan oruç; geçmiş ümmetlere de farz kılındığı gibi, hicretten bir buçuk yıl sonra Mekke-i Mükerreme'de farz kılınmıştır.
Riya ve gösterişe pek müsait olmayan ve sırf Allah rızası için tutulabilen oruç vecibesinin sevabı çok büyüktür. Cenab-ı Hak kudsi hadiste: "Oruç sadece benim içindir. Onu mükafatlandırmak da bana aittir." Buyurmuştur.
İlahi emir ve yasakların tümünde sayısız hikmet ve faydalar vardır. Bizim idrak ve ihata sınırlarımızı aşan bu hikmetler, hiç şüphesiz oruçta da vardır. Başlı başına bir sabır, mahviyet ve teslimiyet örneği olan oruç'un Dini, Ahlaki, Sıhhi ve içtimai faydaları saymakla bitmez. Kısaca özetlemek istersek şunları söyleyebiliriz:
1- Dini yönden; kişinin takva mertebesini kazanması, aczini ve zayıflığını anlayıp kulluğunu idrak etmesi oruç sayesinde mümkün olur. Böylece nefsini dizginleyerek Allah'a teslim olur, ona tevekkül eder ve huzur bulur.
2- Ahlaki yönden; nefis ve irade terbiyesi ile güzel ahlakın meziyetlerini özümsemiş olur. Helal olan şeyleri dahi belli zaman dilimi içinde, kendine Allah için yasaklayarak, her istediğini serbestçe yapabileceğini sanan mağrur nefsini terbiye eder ve ahlaki sınırlara uyum sağlar.
3- Sosyal yönden; Fakirin ve yoksulun durumunu bizzat yaşayarak anlayan kişiler, Allah'ın kendisine bahşettiği nimetlerin kıymetini bilir, şükreder ve muhtaçlara karşı daha şefkatli ve cömert davranmayı öğrenir. Tabiatıyla mali vecibelerini yerine getirmeye alışan yardımsever kişiler sayesinde, sosyal adalet sağlanmış olacağı için, toplumdaki sosyal uçurumlar kalkar, barış ve kardeşlik iklimi hasıl olur.
4- Sıhhi yönden; oruç'un sağlığa faydaları tıbbi açıdan da kabul edilmiştir. Bir yıl boyu sürekli çalışan sindirim sisteminin dinlendirilmesiyle, bünye rektifiye edilmiş olur. Oruç ile kalp, karaciğer, akciğer ve diğer organlarla dolaşım sistemi bakımdan geçirilmiş olur. Hz.Peygamberimizin:"Oruç tutun, sıhhat bulursunuz." Mealindeki mübarek vecizesi, bu hususu gayet güzel ifade etmektedir.
Yukarıda kısaca özetlediğim orucun faydaları ve hikmetleri sadece bu kadar değildir. Özellikle oruç sayesinde melekuti hale bürünen insanda ruhi temizlik ve berraklık hasıl olacağı için, ilahi füyuzatla kalbi ve diğer letaifi dolacak, böylece ma'nen terakki edecektir.
Tabii ki, makbul ve muteber oruç; yeme, içme ve cinsi yakınlaşmayı terk etmekten ibaret değildir. Bu tür avam orucu belki farzın yerine getirilmesine yetebilir. Ancak önemli olan bütün uzuvlarımızla günahlardan sakınarak Salihlerin orucunu tutabilmektir. Hatta bundan da ilerisi kalbimizi Allah'tan gayri düşüncelerden arındırarak, ariflerin, evliya ve enbiyanın orucu gibi tutabilmeye çalışmaktır.
Bu arada oruç tutmamaya ya da başlanmış orucu bozmaya özür teşkil eden hususları da belirtmekte fayda görüyorum. Hz.Allah kullarına asla zulmetmez. Onların yapamayacağı şeyleri emretmez. Fıkıh kitaplarımızda detaylarıyla anlatılan bu özürleri kısaca sıralamak isterim:
1- Yolculuk: Ramazan ayında en fazla 15 günlüğüne, en az 90 km. mesafeye gidecek olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Bu durumda yola çıkınca oruçlu değildir. Ancak kişi geceden oruca niyet ettikten sonra, gündüzün yola çıkarsa orucunu tamamlar. Bozarsa sadece kaza gerekir.
2- Hastalık: Hasta kişi oruç yüzünden hastalığının artması veya uzaması söz konusu ise, Müslüman bir hekim tutmamasını tavsiye etmişse oruç tutmayabilir, başladığı orucu bozabilir. Sonra iyileşince kaza eder.
3- Yaşlılık: Vücudu artık oruç tutamayacak kadar güçsüz olan yaşlılar, oruç tuttuklarında sağlığı bozuluyorsa oruç tutmayabilir. Hatta tutmakta ısrar etmeleri doğru değildir. Bu kişiler her gün orucuna bedel olarak fakirlere fidye verirler.
4- Şiddetli açlık-susuzluk: Oruçlu bir kimse yaptığı iş ve coğrafi bölge itibariyle açlık ve susuzluk yüzünden ölüm tehlikesi veya cinnet geçirme riski varsa ve bunu Müslüman bir hekim bildirmiş ise, orucunu bozar, sonra kaza eder.
5- Adet görme ve doğum: Bir kadın ramazan günü adet görmeye başlarsa veya doğum yaparsa orucu bozulmuş olur. Adet günlerinde ve lohusalık müddetince oruç tutamaz. Tutamadığı bu oruçları sonra kaza eder.
6- Gebelik ve süt analığı: Ramazan ayında gebe bulunan, ya da kendisinin veya başkasının çocuğuna süt veren bir kadın, oruç yüzünden kendisine veya çocuğa zarar gelmesinden korkarsa orucunu açabilir. Sonra kaza eder.
Nafile oruç tutan bir kişi, ziyafet vermek veya ziyafete katılmak zorunda kalırsa orucu açabilir. Daha sonra kaza eder.