Şeytan'ın rahmetten kovulup lanetlenmeden önceki adı Azazil'dir. Şeytan, cin taifesindendir. Allahü Teala'dan kıyamet sabahına kadar süre istemiştir. Cinler ateşten yaratılmışlardır. Adem babamız topraktan yaratıldığında Azazil/şeytan, meleklere ders verecek kadar yüksek bir ilmi mertebede idi... "Ateş topraktan daha üstündür." diyerek Adem aleyhisselamın üstünlüğünü kabul etmemiş ve Allah'ın "Adem'e secde edin." emrine, kıyas-ı fasid/bozuk bir kıyas yaparak itaat etmemiştir. Bu nedenle rahmetten kovulmuştur. Kıyamete kadar Adem'in oğullarını saptıracağını, onları doğru yoldan uzaklaştıracağını ilan etmiştir. Mevla da buna izin vermiştir. Bu da Ademoğlullarının imtihanı olmuştur/olmaktadır.
Şeytan'ın kendi gibi cin taifesinden olan evlatları vardır. Cinlerde de üreme/çoğalma vardır. Cinlerin ortalama ömürleri 1.000 ila 1500 sene kadardır. Hala daha Hz. Peygamberimizi görüp ona iman etmiş, yaşayan müslüman cinniler de vardır. Allahü Teala Habibi Hz. Muhammed Mustafa'yı ins-ü cinne ve bütün alemlere peygamber olarak göndermiştir. Cinler arasından da hidayetten nasibi olup müslüman olanlar olduğu gibi olmayanlar da vardır/çoktur.
Cinler hiç bir binek vasıtası olmadan dünyanın bir ucundan diğer ucuna göz açıp kapayıncaya kadar bir sürede gidebilirler. Hatta, gidip gelebilirler. Genellikle insanların attıkları kemik parçalarını yerler. Bazıları insanların da yaşadığı yerlerde yerleşik olarak yaşarlar. Bazıları ise insanların olmadığı dağlarda, geniş ovalarda ve çöllerde yaşarlar.
Sihir/büyü denilen bir takım esrarlı/olağanüstü şeyler cinler kullanılarak yapılır. Cinler, kendilerine yaratılışlarından verilen bazı hususiyetler sayesinde insanların beyinlerine ve kalplerine telkinlerde/vesveselerde bulanabilirler. Kalplere vesvese vererek insanları imanlarından etmek ve küfre sokmak istedikleri gibi, zihinlere telkin yaparak insanların düşüncelerini kontrol etmek, karamsarlığa sebep olmak, ruhi bunalıma sokmak, çok sevdiği birini o kişiye iğrenç olarak göstermek, hiç sevmediği birine aşık etmek, karı ile kocanın arasını açmak, rüyada veya uyanıkken cinnet hallerine sokmak cinlerin kolayca yapabildikleri şeylerdir.
Bütün bunlardan korunabilmek için doğru bir ehli sünnet itikadında olmak, maneviyatına, manevi vazifelerine dikkat etmek, gerçek bir mürşidi kamilin manevi terbiyesine girmek gerekir.
Sihir/büyü denilen bu çeşit sıkıntılar peygamberimize bile yapılmıştır. Hz. peygamberimiz dokuz gün boyunca yatağında rahatsız olarak kalmış ve ne olduğuna teşhis konulamamıştı. Allahü Teala Cebrail (a.s.) ı Habibine göndermiş ve ne olduğunu bildirmiştir. peygamberimizin yanında vazifeli 25 yaşlarında bir genci kandırarak, Hz. Peygamberimizin bir saç telini elde etmiştir. Daha sonra bu saç teli ile bir tarağa 11 düğüm atmıştır. Normal şartlarda biri olsa 11 düğümle 9 gün hayatta kalmak mümkün de değildir. Cebrail aleyhisselam daha fazla ayrıntıları da bildirir. Ve peygamberimiz bir kör kuyuya atılıp üzeri de taşla iyice kapatılan kuyuya ashabını gönderir. Tarak bulunup getirilir. Bu sırada muhafazateyn diye isimlendirilen Felak ve Nas sureleri nazil olur. Bu iki surenin toplam ayet sayısı da 11 dir. Her bir düğüm açılırken bir ayet okunur ve büyü bozulur.
Yaşanan her sıkıntıyı sihire/büyüye bağlamak yanlıştır. Lakin büyü gerçeğini göz ardı etmek de yanlıştır. Bu konuda ölçü korunmalıdır. Büyü yapmak/yaptırmak islam fıkhına göre kesin haramdır/günahtır. Büyük günahlar arasındadır. Büyü ile insanlara akıl almaz sadistçe acılar çektirilebilir. Kişi kısa sürede öldürülebilir. Cinnete sokularak intihar etmesi temin edilebilir. Bu nedenle islam fıkhında büyü yaptığı kesinleşen biri af edilmez. Katl edilir. İslam devleti asla büyü yapanlara/yaptıranlara taviz vermez.
Lakin günümüzde, ülkemizde bu vahim suç ve günah, adeta bir sektör haline gelmiştir. Gerçekten Allah'a ve hesap gününe inanan kişi ne büyü yapabilir ne yaptırabilir.