9 Mart 2012 Cuma

İLMİ CİFİR HAKKINDA

Şems-ül Maarif-il Kübra müellifi, büyük veli Şeyh Ahmed El-Bûnî Hazretleri Cifir mes'elesi hakkında der ki: "İmam-ı Ca'fer-i Sâdık demiştir ki: Cefr-i Ahmer "Kırmızı Cifir" Cefr-i Ebyaz "Beyaz Cifir" ve Cefr-i Cami' "Geniş ve umumî Cifir" her üçü de bizdendir... Ve İmam-ı Ca'fer'in evlâdından olan büyük bazı ulema, bu ilmin esrarına vâkıf olmuşlardır." ilh.
Yine Şeyh Ahmed El-Bûnî der ki: "Sahih bir senedle İmam-ı Ca'fer-i Sadık'tan Cifir ilmi ve kaideleri ulemaya intikal etmiştir Ve nihayet Şeyh Ahmed El-Bûnî Hazretleri Cifir ve Ebced'in umumî kaidelerinden bazılarını ve onu kullanma usûllerini kitabında yazmıştır.
Bu hususta daha geniş bilgi için, Nur-ul Ebsar eseri sh: 161 ve Edeb-üd Dünya Ve-d Din Kitabı sh: 23-25 gibi eserlere bakılabilir.
Hülâsa: Cifir ilmi, geniş bir ihataya sahiptir denilebiliKur'an-ı Hakîm bir çok âyetlerinde, herşeyin hesaplı, kitaplı olduğunu, sayı ve adetlerinin malum ve muayyen bulunduğunu ve saire sık sık ilân etmektedir. İşte biz de o âyetlerden bazılarını buraya kaydetmek istiyoruz:
meselâ: يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي اْلاَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنزِلُ مِنَ السَّمَاء وَمَا يَعْرُجُ (Hadid Sûresi âyet: 4)
Meali: "Allah-u Teâlâ; yere, yani toprağa giren ve ondan çıkan, göklerden inen ve yerden göklere yükselen herşeyi bilmektedir."
Ve: وَ اِنْ مِنْ شَيْءٍ إِلاَّ عِندَنَا خَزَائِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُ إِلاَّ بِقَدَرٍ مَعْلوُمٍ (Hicr Sûresi âyet: 21)
Meali: "Herşeyin hazinesi ancak bizim yanımızdadır. O hazinelerden indirdiğimiz herşey belli bir miktar dahilindedir."
Ve: وَ كُلَّ شَيْءٍ عِنْدَهُ بِمِقْدَارٍ (Ra'd Sûresi âyet: 9) Meali: "Herşey Allah'ın yanında belli ve muayyen bir ölçü iledir."
Ve daha bu mânadaki âyetler çoktur.
Görüldüğü üzere bu âyetler sayıdan, adetten, miktardan ve ölçülerden bahsediyorlar. Elbette bunların sarih mânalarıyla Allah'ın azametini, kudretini ve lâtifliğini ilân ederek, imanın takviyesine medar olma ciheti herşeyin başındadır. Amma aynı zamanda lisan-ı hal îmalarıyla da; insanları ölçü, miktar ve sayı hesablarına teşvik edici bir hal gösteriyorlar gibidir. Elbette Cifir ve Ebced ilmini de manevi olarak irade etmişlerdir denilebilir.
Ebcede teşvik eden bir hadîs-i şerif şöyledir:
عن ابن عبّاس رض تَعِلَّموُا اَبْجَدَ وَ تَفْسيِرَهَا وَوَيْلٌ لِعَالِمٍ جَاهِلٍ تَفْسِيرُهَا اَلف اللّه وَ اِلَى اللّه وَ حَرْفٌ مِنْ اِسْمِ اللّهِ وَالْبَاء فَبَرْوُ اللّهِ وَالْجيِمُُ فَبَهْجَةُ اللّهِ وَ الدَّالُ فَديِنُ اللّهِ عَزَّ وَ جَلَّ
Meali: "Ebcedi ve tefsirini öğreniniz! Veyl olsun câhil âlime!.. Elif, Allah ve İlellah'tır. Yahud Allah isminden bir harftir. "Ba" Allah'ın halk ve icadıdır. "Cim", Allah'ın behcetidir. "Dal" ise, Allah'ın dinidir."
Bu hadîs, belki meşhur ve mütedavil hadîs kitaplarında bulunmayabilir., ve bu durumuyla zaif bir hadîs de olabilir. Amma bu gibi makamlarda hüccetli ve geçerlidir. Çünki hiç olmazsa bir ilme teşvik ediyor. Hadîsin bu noktadaki hafi bir iması dahi büyük ehemmiyeti haizdir.

İmam-ı Ali (R.A.) gelen bu eserde Cifir ve Ebced ilminin ana kaidelerini ve bazı istihraç usûllerini yazmaktadır. Üst tarafta da kaydettiğimiz vech ile Cifir ve Ebced, sadece ebcedî harflerin sırasına göre, harflerin değeriyle âyet ve hadîslerden bazı hâdiseleri istihraçtan ibaret değildir. Bu husus ancak, o ilimden bir tek daldır. Bu ilmin daha birçok dal ve budakları da vardır.Hadîs-i şeriflerde gayet sarih olarak sihir ilmini, müneccim ilmini, kehaneti ve falcılık gibi durumları reddettiği halde, Ebced ve Cifır ilmini reddedici açık hiçbir beyan ve ifade yoktur. görüldüğü üzere, kabul ve teşvik emareleri vardır.r. Ebcedî harflerin değerleriyle bazı sırları istihraç etme işi, Cifir ilminin sadece bir dalıdır.