23 Mayıs 2012 Çarşamba

FALLARIN TEHLİKELİ TARAFI

Yüksek bir inanç ve odaklanma ile yapamayacağı şey yoktur. yüksek odaklanma ile bazı şeyleri oluşturabiliriz. Bu yüksek oluşturma gücünün koşulları, ilk olarak irade yasasıdır. Yani kişinin iradesiyle istemesi ve niyet etmesidir.  Ardından bir şeyleri ol’durmak için kişinin benzeşim yasası açısından o duygu ve düşüncelere kendini kaptırması ardından da çekim yasasının devreye girmesi gerekir. Bu üç yasa ile kişi hayatına olumlu ve olumsuz enerjileri, olayları çekebilir.
Fal denen olguda kişi kendini fazla kaptırırsa, o şey olmayacaksa bile kişi oldurur. Mesela biri size, kaza yapacağınızı söyledi. Siz kaza yapacağınıza inanır ve korku ile bir beklentiye girerseniz irade yasası çalışmaya başlar. Korkular ve o şeyin olacağına inanmak, o olayın gerçekleşmesine izin vermek demektir. Çünkü kişi korkuları ile o olaya yoğunlaşır ve enerji o olayın gerçekleşmesi için akmaya başlar. Ardından o olayın hayallerini de kişi kurarsa, olmayacaksa bile o kaza meydana gelir. Bu yüzden falda söylenen bir şeye fazla kafayı takmak yasalar gereği o şeyi meydana getirmeye yeterlidir.
Bu açıdan oldukça tehlikeli bir durumdur. Hem psikolojik olarak hem de ruhsal olarak kişiyi etkiler ve olmayacak şeyleri oldurabilir. Bunlara ek olarak da kişinin, falı bakan yüzünden çektiği bu ruhsal acıların vebali (yükü, karması) fal bakan kişiye geçmektedir. Bu da fal bakan kişinin tekâmülünü yavaşlatan ya da gerileten bir boyuta ulaşabilir. Bu açıdan da falda kötü olayların söylenmemesi veya görülen şeylerin gerçekmiş gibi lanse edilmemesi gerekir. “Evle ilgili bir taşınma yaşayacaksın.” cümlesi ile “Evle ilgili bir taşınma yaşayabilirsin.” cümlesi arasında dünyalar kadar fark vardır. Birinci cümle kesinlik içerir ve evrendeki yaratım yasalarını devreye sokar, ikinci cümle ise olasılığı bahseder ve karşıdaki kişiye seçim şansı tanır. Bakarken bu cümlelerin kurulmalarına da çok dikkat edilmesi gerekir.
İkinci tehlikeli tarafı, kişi geleceği görmek için yetilerini kullandığında tabiri caize dikkat çeker. Yanlış kullanımlar, fallara aşırı yoğunlaşmalar, enerji artışına ve enerji dengesizliğine sebep olur. Bu da geri seviyeli bedensiz varlıklara davet göndermekle eş anlamlıdır. Dikkat ederseniz, çok fal bakanlar belli bir süre sonra içsel bir sıkılışa girmektedir. Bazıları daha hoş olmayan paranormal olaylar deneyimlemektedir. Yani bu açılımlar, manevi boyutta dikkat çeker. Kişi, enerjisel olarak da hassassa obsede olabilir.
Bu tehlikelerin dışında, kişinin nefsine kendini kaptırması da söz konusu olabilir. Görüsü arttıkça daha da ileri gidip, nefsini azdırabilir. Bu da kişinin tekâmülünü gerileten bir olgudur.

Bu sebeplerden dolayı fallar yasaklanmış, tehlikeli olarak gösterilmiştir. Gerçekten de kontrolsüz ve aşırı fal merakı kişinin hayatını zehir etmekte hatta kimisinde bağımlılık yapmaktadır. Aşırı hırs ile daha ötesini bilme isteğini dizginleyememekte ve bu yoğun hırs ve nefisten dolayı kişi yitip gidebilmektedir. Bunlar sezgilerin kontrollü kullanılması ve gereksiz kullanılmaması gerektiğinin en iyi göstergeleridir.